Bu sene tam 18 tane oyuncak örmüşüm. (Burada açılmış gözler emojisi iyi giderdi...) Aslında üç gün daha var ama yarımlarımı üç güne sıkıştırabileceğimi sanmıyorum. Artık 2018'e kısmetmiş onlarda.
18 benim için harika bir sayı. Ufak tefek bakmayın. Geçen sene 6 imiş. Şimdi üç katı... Oldukça hızlı bir gelişim. Şimdi bakalım neler yapmışım, neler....
28 Aralık 2017 Perşembe
11 Aralık 2017 Pazartesi
Sıcacık uyku tulumu
Geçen seneki gibi yine çift kat pazenden diktiğim uyku tulumu...Kumaşları iki tane dikerim diye almıştım ama o zaman ancak birini dikebilmiştim. Bu sonbaharda yine heveslendim. Aslında daha kolay oldu tabi ama çok süründü yine elimde... Neyseki sonunda bitti. Kalıp olarak Leylanın şimdi kullandığı penye tulumları kullandım. İki katlı önden fermuarlı. Kol, bacak ve boyna beyaz ribana diktim. Seneye kol ve bacaklardaki ribanaları değiştirerek kullanırım diye düşünüyorum çünkü çok büyük geldi.
Sadeleşmeceler...
Bu aralar kendimi durduramıyorum atıyorum da atıyorum....
Düzenli bir şekilde yapamasam da biraz daha hafiflettim kendimi. Önce kendi kıyafetlerimden başladım. Bir daha asla sığamayacağıma ikna olduğum büyük iki poşet kıyafeti, eski ama kullanılabilir durumda olan montlarımı, çok sevgili teyzeciklerimin ördüğü çeşit çeşit renk renk atkı ve fularları (malesef bir kere bile kullanamadım birçoğunu) Özgür Dönüşüm Ankara grubu üzerinden dönüştürdüm.
Sonra kocamı ikna ettim. Yıllar yılı hiç ayıklamadığı ve asla toplamadığı dolabını düzenledi. Üç çöp poşeti dolusu attık birlikte. Birilerinin işine yarayabilecekleri ayıracak vaktimiz olmadı ama belki çöp toplayıcıları bulup ayırır düzgün olanları umuduyla ayrıca koyduk hepsini çöpe...
Bir gün de oyuncakları ayırdım. Onları atamadım tabi ciddi bir servet düşününce ve az kullanıldılar.
Bir süre kiler beklesinler bakalım. Baktık ikinci bir çocuk fikrimiz gelişmedi topluca dönüştürülebilir diye düşünüyorum. Salonda bayağı bir boşluk oldu ve tabi biz hemen o boşluğu doldurduk. Sanırım Leylaya değil kendimize alıyoruz oyuncakları...
Bir gün de nöbet tutarken kitaplık battı. Kitapların önünde üstünde biriktirdiğimiz ıvır zıvırları, tarihi geçmiş ilaçları vs attım. Ivır zıvır dediğime bakmayın en az bir büyük çöp poşeti çıkmıştır atık. Bugünde kitaplığın üzerindeki saçma sapan elektronik eşya kutularını halletmeyi düşünüyorum.
Bu arada benim hobi malzemelerim (şiş, tığ vs.) ve eşimin tamirat eşyaları Leyla'nın ulaşabileceği tehlike yaratan dolaplardan yeni yerlerine geçtiler ve devrilme tehlikesi olan bir şifonyer duvara sabitlendi. Sade yaşamak kadar güvenli yaşamak da önemli değil mi?
Aslında Kondo'nun kitabında oda oda değil de eşya grupları üzerinden ayıklama yapmayı öneriyor ama benim o şekilde detaylı çalışacak vaktim ve ortamım olmuyor. O yüzden o sırada gözüm nereyi yiyorsa orayı ayıklıyorum. Bu da baya bir ilerleme sağladı diyebilirim. Özellikle yerine yenilerini koymayınca boşluklar çok iyi hissettiriyor.
Sırada bekleyenlere bir göz atalım en son:
Düzenli bir şekilde yapamasam da biraz daha hafiflettim kendimi. Önce kendi kıyafetlerimden başladım. Bir daha asla sığamayacağıma ikna olduğum büyük iki poşet kıyafeti, eski ama kullanılabilir durumda olan montlarımı, çok sevgili teyzeciklerimin ördüğü çeşit çeşit renk renk atkı ve fularları (malesef bir kere bile kullanamadım birçoğunu) Özgür Dönüşüm Ankara grubu üzerinden dönüştürdüm.
Sonra kocamı ikna ettim. Yıllar yılı hiç ayıklamadığı ve asla toplamadığı dolabını düzenledi. Üç çöp poşeti dolusu attık birlikte. Birilerinin işine yarayabilecekleri ayıracak vaktimiz olmadı ama belki çöp toplayıcıları bulup ayırır düzgün olanları umuduyla ayrıca koyduk hepsini çöpe...
Bir gün de oyuncakları ayırdım. Onları atamadım tabi ciddi bir servet düşününce ve az kullanıldılar.
Bir süre kiler beklesinler bakalım. Baktık ikinci bir çocuk fikrimiz gelişmedi topluca dönüştürülebilir diye düşünüyorum. Salonda bayağı bir boşluk oldu ve tabi biz hemen o boşluğu doldurduk. Sanırım Leylaya değil kendimize alıyoruz oyuncakları...
Bir gün de nöbet tutarken kitaplık battı. Kitapların önünde üstünde biriktirdiğimiz ıvır zıvırları, tarihi geçmiş ilaçları vs attım. Ivır zıvır dediğime bakmayın en az bir büyük çöp poşeti çıkmıştır atık. Bugünde kitaplığın üzerindeki saçma sapan elektronik eşya kutularını halletmeyi düşünüyorum.
Bu arada benim hobi malzemelerim (şiş, tığ vs.) ve eşimin tamirat eşyaları Leyla'nın ulaşabileceği tehlike yaratan dolaplardan yeni yerlerine geçtiler ve devrilme tehlikesi olan bir şifonyer duvara sabitlendi. Sade yaşamak kadar güvenli yaşamak da önemli değil mi?
Aslında Kondo'nun kitabında oda oda değil de eşya grupları üzerinden ayıklama yapmayı öneriyor ama benim o şekilde detaylı çalışacak vaktim ve ortamım olmuyor. O yüzden o sırada gözüm nereyi yiyorsa orayı ayıklıyorum. Bu da baya bir ilerleme sağladı diyebilirim. Özellikle yerine yenilerini koymayınca boşluklar çok iyi hissettiriyor.
Sırada bekleyenlere bir göz atalım en son:
- Leylanın kıyafet dolabı (zaten periyodik olarak ayıklıyorum ama Konmari metodu ile yerleştireceğim bu sefer)
- İşe yararsa kendi dolabımı Konmari metodu ile yerleştireceğim.
- Çantalar....
- Çarşaf, yorgan, yastık vs gibi ev tekstili ve çeyiz sorunsalı
- Mutfak eşyaları
- Kitaplar
- Hatıralar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
LALALOOPSY Bebek-Elif Bebek
İsmi zor geldi. Çok yaratıcı kızım da ismini Elif koydu. Yine Tiny Mini Design blogundan bu sefer ücretsiz bir tarif. Tarif Kevser Sönmez ...
-
Leylanın öğretmeni maske partisindeki maskenin el yapımı olması gerektiğini söyleyince Pinterestte bir araştırma yaptım ve en kolayı keçe...
-
Ne zamandır aklım fikrim hep dikişteydi. Az zaman değil haa baya bi 5-6 yıldır hevesliyim ama gazı veren yok diyebilirim. Ev arkadaşımla ve ...
-
Daha önce de bahsetmiştim bir yazımda, amigurumiyi bir forumdakilerin destekleri sayesinde öğrenmişti. O zaman amigurumitr diye bir forum va...