21 Kasım 2016 Pazartesi

Sadeleşmek üzerine...

Bunun bir akım olduğunu farkında bile değildim aslında... Taşınma esnasında rahatsız oldum hayatımdaki fazlalık eşyalardan. Küçücük 2+1 evin her köşesi tıkış tıkış eşya doluymuş meğerse.

Topladım ama bazılarını neden topladığımı bile anlamadım. Sırtımda taşıdığım ağır bir yük gibi geldi evim.

Sonra ufak ufak başladım eşyalarımla vedalaşmaya ve yeni yükler edinmemek için söz verdim kendime. İşe yaramayanlardan bir şekilde kurtuluyorum artık ve yeni bir şey alırken de iki kere düşünüyorum. Soruyorum kendime; bunu ne kadar istiyorum ve gerçekten kullanacak mıyım?

Doğumdan sonra aldığım kıyafetler çok az. Bir, iki gömlek ve tişört, üç pantolon ve bir tane de mont aldım. Onlarda ihtiyaçtı gerçekten. Şu ara iki de kazak alsam fena olmaz diye düşünüyorum. Evde birsürü bot var bu kışı onlarla geçirmek için de kendi kendimle sözleştim bile.

Bu arada internette dolaşırken fark ettim ki kendini alışverişe kaptırmaktan sıkılan, dolapların gereksiz kalabalığından bıkan bir tek ben değilmişim meğer. Bu bir akım olmuş dünyada. Okudukça daha çok heveslendim, fark etmeden katıldığım bu akımın içinde olmaktan mutlu olmaya başladım.

Hayatımı sadeleştirmeye dair bir hedef listem var artık. İşte şöyle:

1. Mutfak: Yeni tabak, çanak, cicili bicili araç gereçlere dönüp bakmıyorum bile. Yeniden kendi evime taşınana kadar ihtiyaç harici çöp bile sokmayacağım mutfağa. Mesela şu ara bir miktar su bardağı almam lazım. Kırıla kırıla eksilmiş biraz. Evi taşırken de bütün mutfak eşyalarını ayıklayıp iyi durumda olanları ihtiyaç sahibi birine verip sıfırlama düşüncem var. Yeni evde azıcık, öz bir mutfak istiyorum.

2. Salon: Oturma grubunu taşınırken atıcam. Eskidi zaten taşınmakta bir-iki sene sürse zaten iyice cılkı çıkar. Masa ve sandalyeler iyi durumda, zaten minik oldukları için seviyorum. Yeni evin bir köşesine de uyarsa onlarla yaşamaya devam edebilirim.

3.Halılar: Taşınırken atılacak kesin.

4.TV ve ünitesi:Televizyon kalır daha iş görür ama ünitesi kesin atılacak. Bir dahaki evimde duvara monte bir şekilde halledebilirim. Zaten evde kullanmadığımız bekleyen bir duvar aparatı da var o da işe yaramış olur. İkinci minik TV'yi de işe yaratamazsam annemlere vermeyi düşünüyorum. Zaten hiç kullanmadık.

5. Oturma odası: Küçük oturma grubumu seviyorum az da kullandık. Taşınma işi çok gecikmezse onu da alabilirim sırtıma :)

6. Leyla mobilyaları: Beşik, park yatak ve komidin iyi durumdalar, onlardan vazgeçmeyi düşünmüyorum. Ama eski gardolabımı atıcam. Hem artık taşınmayı kaldıracağını zannetmiyorum. Hem de evin durumuna göre yeni bir dolap Leyla için daha kullanışlı olabilir. Tek kişilik bir yatakta uyuyabileceğini gözüm keserse de İKEA'dan anneme aldığımız karyolayı çocuk yatağına dönüştürücem. Olmazsa onu da ihtiyaç sahibine ulaştırırız.

7. Yatak odası: Yeni evde yatak odası ve giyinme odasını ayırma hayalim gerçek olursa, takımımı tamamen bir ihtiyaç sahibi ile buluşturmayı düşünüyorum. Dolabımı filan çok seviyorum aslında ama hepsinden kurtulup daha kullanışlı bir yaşam alanı hayalimi inşallah hayata geçirebilirim. İşte o zaman duvardan duvara yer yatağı olan bir oda hayal ediyorum. Üçümüze ait uyurken birimizin yataktan düşmeyeceği :).....

8. Kıyafetler: Yeni bir şey alırken iki kere düşünme kuralına devam ve kullanmadıklarımdan da kurtulmaya devam. Bir de bundan Leyla'ya birşey dikerim diye ayırdıklarımdan vazgeçebilsem!

9. Kitaplar, kütüphane, çalışma odası: Bu konuda minimalist düşünemiyorum malesef. Hatta maksimal hayallerim var. Yeni evimde çalışma odasının yanında bir de hobi odası hayalim var. Bir köşesinde dikiş makinemin durduğu, iplerim ve kumaşlarımı koyabileceğim, kafa dinleme mekanı. Çünkü çalışma odasına Aydın el koydu. Kitaplardan ayrılabileceğimi düşünmüyorum. Akademik devam etme durumum da olursa çalışma odası zaten her zaman şart gibi. Belki bir gün bu yükten de vazgeçerim ama şimdilik zor gibi duruyor.

O zaman duamızı da yazalım. Bize sade bir hayat sürebileceğimiz içimizi ferahlatacak bir ev nasip et Allah'ım.

Bu kadar....


LALALOOPSY Bebek-Elif Bebek

İsmi zor geldi. Çok yaratıcı kızım da ismini Elif koydu. Yine Tiny Mini Design blogundan bu sefer ücretsiz bir tarif. Tarif  Kevser Sönmez ...